Kulaklık Kullanımı ve İşitme Kayıpları
Azalan maliyetler sonrası elektronik aletlere ulaşımın kolaylaşması son 10 yılda kulaklık kullanımı nda inanılmaz artışa neden olmuştur. Eskiden kocaman cihazlar ve küçük basit kulaklıklar yerini minicik ama çok sofistike ve güçlü cihazlar ve kocaman, kulağı dış ortamdan tamamen izole eden dinleme aletlerine bırakmıştır.
Peki bu çok güzel ses veren aletler ayrıca kişiye özgürlük ve bireysellik vermesi yanında yeterince masum mudur?
6-19 yaş arasında yapılan işitsel çalışmalar çocukların %14.9 unda en az 16 db lik kalıcı işitme kaybı saptamıştır. Ayrıca bu yaştaki işitme kayıpları erişkin dönemde kaybın daha fazla olmasının da bir nedenidir. İşitme kayıplarının çoğu tek taraflı ve hafif derecededir. Tek taraflı işitme kaybı çocuklarda kelimelerin algılanması, öğrenme, sosyal becerilerde azalmaya neden olur. Hafif işitme kaybı sınıfta ve dinlemeyi gerektiren ortamlarda sesin algılanması ve anlaşılmasında bozukluklara yol açar. Tek taraflı işitme kaybı veya hafif işitme kaybı olan çocuklarda konuşma tedavisi gereklidir ve beraberinde işitme kaybının derecesine göre işitme cihazı kullanımı değerlendirilmelidir. Çocuğun işitmesindeki çok küçük bir işitme kaybı bile çocuğun sesi işitme eşiklerini bozarak duyma yeteneğinde azalmaya neden olmuş olur.
Çocuğun her iki kulakta düşük ve yüksek frekanslardaki işitme testinin yapılması, çocuğun duymasının şekli (temiz, berrak, bozulmuş, gürültülü, cızırtılı vs) hakkında bize bilgi verir.
İletim tipi işitme kaybı olanlar düşük frekanslardaki insan sesleri gibi sesleri duymada zorlanırken, sinirsel tipte işitme kaybı olanlar yüksek frekanslardaki kapı zili, telefon veya tiz sesler gibi sesleri duymada zorlanırlar.
Bu çalışmada kulaklık kullanan çocuklarda yüksek frekanslardaki işitme kaybının düşük frekanslara göre çok daha fazla olduğu gözlemlenmiştir.
Evde ailenin sorgulanmasında düşük ya da yüksek frekanslarda işitme kaybı saptanmış olan çocukların ancak %10 kadarında aile bunun farkındadır. Diğer bir deyişle işitme kaybı olan çocukların %90 ında aile bunun farkında değildir. Bunda işitme kaybının çoğu zaman tek taraflı ve hafif derecede olması suçlanmaktadır.
İşitme testinde 3-6 kHz frekanslar gürültüye bağlı işitme kayıplarının araştırılmasında bakılmalıdır ve çoğu zaman bir ya da birden fazla frekansta işitme kaybı saptanır. Başlangıçta alçak frekanslarda işitme kaybı yoktur.
Yüksek sese bağlı işitme kaybı saptanan kişilerde işitmenin korunması için gürültülü ortamlarda kulak tıkacı veya ses engelleyici kulaklıklar kullanması önerilmelidir.
Yine bu kişilerin kulaklıkla yüksek volümlerde müzik dinlemesi engellenmeli, yüksek volümlerdeki konserlerde hoperlörlerden uzak durması ve kulak korumayı mutlaka kullanmasının önemi anlatılmalıdır.
Tabi ki kulaklıkların kullanım süresi ve sesin şiddeti oluşacak işitme kaybının derinliğini belirleyebilir. Ama çok kısa süre çok yüksek volümler de ani işitme kaybı veya çınlamanın önemli nedeni olacaktır.
Kulaklarımız gözlerimiz kadar önemli bir organ olup değeri zamanında anlaşılmalı ve uzun yıllar sağlıklı duymak için korunmalıdırlar.